haşr suresi 10 ayet tefsiri

Haşr suresi, Haşr suresi Türkçe ve Arapça okunuşu, Haşr suresi Türkçe meali (anlamı), Haşr suresi tefsiri nedir? Haberler.com - Gündem 11.03.2022 16:35 - Güncelleme: 12.03.2022 00:05 HaşrSûresi Hakkında. Haşr sûresi Medine’de inmiştir. 24 âyettir. İsmini, ikinci âyette geçip “sevkiyat için bir yere toplama” mânasına gelen اَلْحَشْرُ (haşr) kelimesinden alır. “Benî Nadr Sûresi” ismi de vardır. Çünkü sûrede onların sürgün edilmelerinden bahsedilmektedir Ayet; mp3 ; Sayfada ; Diyanet İşleri Başkanlığı'nın Resmi Kur'an-ı Kerim Sayfasıdır , Abdulbaki Gölpınarlı meali, Kuran Araştırmaları Vakfı & ayet nasıl okunur : Hac suresi - Al-Hajj aya 10 (The Pilgrimage). HAŞR59:19 - Allah’ı umursamayan, böylece kendileri ile baş başa kalan kimseler gibi olmayın! İşte onlar fasıklardır.1 1- Vahyin belirlediği sınırların dışına çıkanlardır. İyi, doğru, temiz ve güzel şeylerden uzak kalanlardır. Allah’ı umursamayan, böylece kendileri ile baş başa kalan kimseler gibi olmayın! Rabbimiz Şüphesiz ki sen çok şefkatlisin; çok merhametlisin! 1. 10. Bunların arkasından gelenler şöyle dua ederler: “Rabbimiz! Bizi ve imanda bizi geçmiş (bizden önce iman etmiş) kardeşlerimizi bağışla! İman edenlere kalplerimizde hiçbir kin bırakma! Site De Rencontre Gratuit Badoo Inscription. Bayraktar Bayraklı Yeni Bir Anlayışın Işığında Kur'an MealiOnlardan sonra gelenler şöyle derler "Ey Rabbimiz! Bizi ve bizden önce inanan kardeşlerimizi bağışla. Kalplerimizde, inananlara karşı hiçbir kin bırakma! Ey Rabbimiz! Şüphesiz sen çok şefkatlisin; çok Okuyan Kur’an Meal-TefsirBunların arkasından gelenler şöyle dua ederler "Rabbimiz! Bizi ve imanda bizi geçmiş bizden önce iman etmiş kardeşlerimizi bağışla! İman edenlere kalplerimizde hiçbir kin bırakma! Rabbimiz! Şüphesiz ki sen çok şefkatlisin; çok merhametlisin!*Edip Yüksel Mesaj Kuran ÇevirisiOnlardan sonra gelenler, "Efendimiz, bizi ve bizden önce gerçeği onaylamış olan kardeşlerimizi bağışla; kalbimizi iman edenlere karşı kin beslemekten koru. Efendimiz, sen şefkatlisin, Rahimsin" sonra gelenler "Rabb'imiz! Bizi ve bizden önce iman ile göç etmiş kardeşlerimizi bağışla. Kalplerimizde iman edenlere karşı kin bırakma. Rabb'imiz! Kuşkusuz Sen Çok Şefkatli, Rahmeti Kesintisizsin." Vakfı Süleymaniye Vakfı MealiSonradan gelecek olanlar şöyle derler "Sahibimiz Rabbimiz! Bizi ve bizden önce inanıp güvenmiş olan kardeşlerimizi bağışla; kalbimizde müminlere karşı bir kin oluşturma; Rabbimiz! Şüphesiz Sen çok şefkatlisin ve ikramın boldur".Ali Rıza Safa Kur'an-ı Kerim GerçekVe onlardan sonra gelenler, şöyle derler "Efendimiz! Bizi ve bizden önce inanmış olan kardeşlerimizi bağışla ve inananlara karşı yüreklerimizde düşmanlık bırakma!" "Efendimiz! Kuşkusuz, Sen, Sevecensin; Merhametlisin!"Mustafa İslamoğlu Hayat Kitabı Kur’anOnlardan sonra gelenler şöyle yakarırlar "Rabbimiz! Bizi ve bizden önce imanla göçüp gitmiş olanları bağışla! İman edenlere ilişkin gönlümüzde en küçük bir kin bırakma! Rabbimiz! Şüphe yok ki Sen çok şefkatli, çok merhametlisin!Yaşar Nuri Öztürk Kur'an-ı Kerim MealiOnlardan sonra gelenler de şöyle derler "Rabbimiz! Bizi ve bizden önce iman etmiş kardeşlerimizi affet; kalplerimizde, inananlara karşı bir düşmanlık bırakma! Rabbimiz, sen çok şefkatli, çok merhametlisin!"Ali Bulaç Kur'an-ı Kerim ve Türkçe AnlamıBir de onlardan sonra gelenler, derler ki "Rabbimiz, bizi ve bizden önce iman etmiş olan kardeşlerimizi bağışla ve kalplerimizde iman edenlere karşı bir kin bırakma. Rabbimiz, gerçekten sen, çok şefkatlisin, çok esirgeyicisin."Elmalılı sadeleştirilmiş Ve şunlar ki, onların arkalarından gelmişlerdir. Şöyle derler "Ey Rabbimiz, bizleri ve önceden iman ederek bizleri geçmiş olan kardeşlerimizi bağışla ve gönüllerimizde, iman etmiş olanlara karşı kin tutturma! Ey Rabbimiz, şüphe yok ki, Sen çok şefkatlisin, çok merhametlisin!"Muhammed Esed Kur'an MesajıOnlardan sonra gelenler, "Ey Rabbimiz!" diye yalvarırlar, "Bizi ve bizden önce iman etmiş olan kardeşlerimizi bağışla ve imana ermiş olanlardan hiçbirine karşı kalplerimizde yersiz ve uygunsuz düşünce veya duygulara yer bırakma. Ey Rabbimiz! Sen şefkat Sahibisin, rahmet kaynağısın!"Diyanet İşleri Kur'an-ı Kerim Türkçe MealiOnlardan sonra gelenler ise şöyle derler "Ey Rabbimiz! Bizi ve bizden önce iman etmiş olan kardeşlerimizi bağışla. Kalplerimizde, iman edenlere karşı hiçbir kin tutturma! Ey Rabbimiz! Şüphesiz sen çok esirgeyicisin, çok merhametlisin."Elmalılı Hamdi Yazır Kur'an-ı Kerim ve Yüce MealiVe şunlar ki arkalarından gelmişlerdir, Şöyle derler ya Rabbena bizlere ve önden iyman ile bizi geçmiş olan kardeşlerimize mağfiret buyur ve gönüllerimizde iyman etmiş olanlara karşı kin tutturma ya Rabbena şübhe yok ki sen raufsun, Ateş Kur'an-ı Kerim ve Yüce MealiOnlardan sonra gelenler derler ki "Rabbimiz, bizi ve bizden önce inanmış olan kardeşlerimizi bağışla, kalblerimizde inananlara karşı bir kin bırakma! Rabbimiz, Sen çok şefkatli çok merhametlisin!"Bir de onlardan sonra gelenler derler ki "Rabbimiz, bizi ve bizden önce inanmış olan kardeşlerimizi bağışla ve kalplerimizde inananlara karşı bir kin bırakma rabbimiz; gerçekten sen çok şefkatlisin, çok esirgeyicisin."Hasan Basri Çantay Kur'an-ı Hakim ve Meal-i KerimBunların arkasından gelenler şöyle derler "Ey Rabbimiz, bizi ve iman ile daha önden bizi geçmiş olan din kardeşlerimizi yarlığa iman etmiş olanlar için kalblerinizde bir kin bırakma. Ey Rabbimiz, şübhesiz ki sen çok esirgeyicisin, çok merhametlisin".Onlardan sonra gelenler ise derler ki Rabbımız, bizi ve bizden önce iman etmiş olan kardeşlerimizi bağışla. Ve iman etmiş olanlar için kalblerimizde kin bırakma. Rabbımız, muhakkak ki Sen; Rauf'sun, Rahim' Piriş Kur'an-ı Kerim Türkçe AnlamıOnlardan sonra gelenler de -Rabbimiz, bizi ve bizden önce iman eden kardeşlerimizi bağışla, kalbimizde iman edenlere karşı bir kin bırakma! Rabbimiz, sen çok şefkatli, çok merhametlisin! Yıldırım Kuran-ı Kerim ve MealiOnlardan sonra gelenler başta muhacirler olarak, kıyamete kadar gelecek müminler "Ey kerim Rabbimiz, derler, bizi ve bizden önceki mümin kardeşlerimizi affeyle! İçimizde müminlere karşı hiçbir kin bırakma! Duamızı kabul buyur ya Rabbena, çünkü Sen raufsun, rahimsin!" şefkat ve ihsanın son derece fazladır.Ahmed Hulusi Türkçe Kur'an ÇözümüOnlardan, sonra gelenler şöyle derler "Rabbimiz! Bizi ve imanda bizden öne geçmiş olan kardeşlerimizi mağfiret et, kalplerimizde iman etmiş olanlar için hatalı düşünce ve duygu oluşturma... Rabbimiz! Muhakkak ki sen Rauf'sun, Rahıym'sin. "Edip Yüksel Eski Baskı Mesaj Kuran ÇevirisiOnlardan sonra gelenler, 'Rabbimiz, bizi ve bizden önce inanmış olan kardeşlerimizi bağışla; kalbimizi inananlara karşı kin beslemekten koru. Rabbimiz, sen şefkatlisin, Rahimsin,' Aktaş Eski Baskı Kerim Kur'anOnlardan sonra gelenler "Rabb'imiz! Bizi ve bizden önce iman ile göç etmiş kardeşlerimizi bağışla. Kalplerimizde iman edenlere karşı kin bırakma. Rabb'imiz! Kuşkusuz Sen Çok Şefkatli, Rahmeti Kesintisizsin." Khalifa The Final TestamentThose who became believers after them say, "Our Lord, forgive us and our brethren who preceded us to the faith, and keep our hearts from harboring any hatred towards those who believed. Our Lord, You are Compassionate, Most Merciful."The Monotheist Group The Quran A Monotheist TranslationAnd those who came after them saying "Our Lord, forgive us and our brothers who preceded us to the faith, and do not place in our hearts any animosity towards those who believed. Our Lord, You are Compassionate, Merciful."Edip-Layth Quran A Reformist TranslationThose who came after them saying "Our Lord, forgive us and our brothers who preceded us to the acknowledgement, and do not place in our hearts any animosity towards those who acknowledged. Our Lord, You are Kind, Compassionate." Anlaşmanın bozulması sonucu Nadiroğulları’nın Medine’den çıkarılışları ve Yahudiler ile anlaşma yapan fakat Müslüman gibi görünen münafıklar anlatılmaktadır. Haşr suresinin fazileti ve anlamı nedir? Haşr suresinin hem Arapça okunuşu hem de Türkçe okunuşu nasıldır?Haşr suresinin Arapça ve Türkçe okunuşları ile surenin faziletleri çok fazla merak edilmektedir. Haşr suresinin son ayetlerinin akşam namazından sonra okunması tavsiye edilmektedir. Birçok vatandaş Haşr suresinin faziletinin ne olduğunun cevabını bulmak istemektedir. Haşr suresinin akşam namazlarından sonra okunması gereken son üç ayeti bir hadis-i şeriften alınan bilgidir. Bazı rivayetlere göre de Haşr suresinin okunması ile duaların kabul olduğu söylenmektedir. Haşr suresi Kuran’da yer alan 59. Suredir. Toplamda 24 ayetten oluşmaktadır. Medine şehrinde inmiş olan surelerden Suresi Türkçe Okunuşu lillahi ma fiyssemavati ve ma fiyl'arardı ve huvel' ahrecelleziyne keferu min ehlilkitabi min diyarihim lievvelil haşri ma zanantum en yahrucu ve zannu ennehum mani'atuhum husunuhum minallahi feetahumullahu min haysu lem yahtesibu ve kazefe fiy kulubihimurru'be yuhribune buyutehum bieydiyhim ve eydiylmu'miniyne fa'tebiru ya ulil' lev la en keteballahu 'aleyhimulcelae le'azzebehum fiyddunya ve lehum fiyl'ahıreti ' biennehum şakkullahe ve resulehu ve men yuşakkıllahe feinnallahe şediydul' kata'tum min liynetin ev terektumuha kaimeten 'ala usuliha febiiznillahi ve ma efaalahu 'ala resulihi minhum fema evceftum 'aleyhi min haylin ve la rikabin ve lakinnallahe yusellitu rusulehu 'ala men yeşa'u vallahu 'ala kulli şey'in efaallahu 'ala resulihi min ehlilkura felillahi ve lirresuli ve liziylkurba velyetama velmesakiyni vebnissebiyli key la yekune duleten beynel'ağniyai minkum ve ma atakumurresulu fehuzuhu ve ma nehakum 'anhu fentehu vettekullahe innallahe şediydul' uhricu min diyarihim ve emvalihim yebteğune fadlen minallahi ve rıdvanen ve yensurunallahe ve resulehu ulaike tebevveuddare vel'iymane min kablihim yuhıbbune men hacere ileyhim ve la yecidune fiy sudurihim haceten mimma utu ve yu'sirune 'ala enfusihim ve lev kane bihim hasasatun ve men yuka şuhha nefsihi feulaike cau min ba'dihim yekulune rabbenağfir lena ve liıhvaninelleziyne sebekuna bil'iymani ve la tec'al fiy kulubina ğullen lilleziyne amenu rabbena inneke raufun tere ilelleziyne nafeku yekulune liıhvanihimulleziyne keferu min ehlilkitabi lein uhrictum lenahrucenne me'akum ve la nutıy'u fiykum ehaden ebeden ve in kutiltum lenensurennekum vallahu yeşhedu innehum uhricu la yahrucune me'ahum ve lein kutilu la yensurunehum ve lein nesaruhum leyuvellunel'edbare summe la eşeddu rehbeten fiy sudurihim minallahi zalike biennehum kavmun la yukatilunekum cemiy'an illa iy kuran muhassenetin ev min verai cudurin be'suhum beynehum şediydun tahsebuhum cemiy'an ve kulubuhum şetta zalike biennehum kavmun la ya' min kablihim kariyben zaku vebule emrihim ve lehum 'azabun iz kale lil'insanikfur felemma kefere kale inniy beriy'un minke inniy ehafullahe rabbel' 'akıbetehuma ennehuma fiynari halideyni fiyha ve zalike eyyuhelleziyne amenuttekullahe veltenzur nefsun ma kaddemet liğadin vettekullahe innallahe habiyrun bima ta' la tekunu kelleziyne nesullahe feensahum enfusehum ulaike yesteviy ashabunnari ve ashabulcenneti ashabulcenneti enzelna hazelkur'ane 'ala cebelin lereeytehu haşi'an mutesaddi 'an min haşyetillahi ve tilkel'emsalu nadribuha linnasi le'allehum la ilahe illa huve 'alimulğaybi veşşehadeti la ilahe illa huve elmelikulkuddususselamul mu'minul muheyminul 'aziyzul cebbarul mutekebbiru subhanallahi 'amma halikul - bariy-ulmusavviru lehum'esma ulhusna yusebbihu lehu ma fiyssemavati vel'ardı. Ve huvel' Suresi Türkçe ve yerdeki her şey Allah'ı tespih etmektedir. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet kitap ehlinden inkar edenleri ilk toplu sürgünde yurtlarından çıkarandır. Siz onların çıkacaklarını sanmamıştınız. Onlar da kalelerinin, kendilerini Allah'tan koruyacağını sanmışlardı. Ama Allah‘ın emri onlara ummadıkları yerden geldi. O, yüreklerine korku düşürdü. Öyle ki, evlerini hem kendi elleriyle, hem de mü'minlerin elleriyle yıkıyorlardı. Ey basiret sahipleri ibret Allah, onlar hakkında sürülmeye hükmetmemiş olsaydı, muhakkak kendilerine dünyada azap edecekti. Ahirette ise, onlar için cehennem azabı onların Allah'a ve Resülüne karşı gelmeleri sebebiyledir. Kim Allah'a karşı gelirse bilsin ki, Allah'ın azabı gereği, hurma ağaçlarından her neyi kestiniz, yahut kesmeyip kökleri üzerinde dikili bıraktınızsa hep Allah'ın izniyledir. Bu da fasıkları rezil etmesi mallarından Allah'ın, savaşılmaksızın peygamberine kazandırdığı mallar için siz, at ya da deve koşturmuş değilsiniz. Fakat Allah, peygamberlerini, dilediği kimselerin üzerine salıp onlara üstün kılar. Allah'ın her şeye hakkıyla gücü fethedilen memleketlerin ahalisinden savaşılmaksızın peygamberine kazandırdığı mallar; Allah'a, peygambere, onun yakınlarına, yetimlere, yoksullara ve yolda kalmışlara aittir. O mallar, içinizden yalnız zenginler arasında dolaşan bir servet ve güç haline gelmesin diye Allah böyle hükmetmiştir. Peygamber size ne verdiyse onu alın, neyi de size yasak ettiyse ondan vazgeçin. Allah'a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz, Allah'ın azabı mallar özellikle, Allah'tan bir lütuf ve hoşnudluk ararken ve Allah'ın dinine ve peygamberine yardım ederken yurtlarından ve mallarından uzaklaştırılan fakir muhacirlerindir. İşte onlar doğru kimselerin ta muhacirlerden önce o yurda Medine'ye yerleşmiş ve imanı da gönüllerine yerleştirmiş olanlar, hicret edenleri severler. Onlara verilenlerden dolayı içlerinde bir rahatsızlık duymazlar. Kendileri son derece ihtiyaç içinde bulunsalar bile onları kendilerine tercih ederler. Kim nefsinin cimriliğinden, hırsından korunursa, işte onlar kurtuluşa erenlerin ta sonra gelenler ise şöyle derler "Ey Rabbimiz! Bizi ve bizden önce iman etmiş olan kardeşlerimizi bağışla. Kalplerimizde, iman edenlere karşı hiçbir kin tutturma! Ey Rabbimiz! Şüphesiz sen çok esirgeyicisin, çok merhametlisin." ehlinden O inkar eden kardeşlerine, "Yemin ederiz ki, siz Medine'den çıkarılırsanız, muhakkak biz de sizinle beraber çıkarız. Sizin hakkınızda asla kimseye boyun eğmeyiz. Eğer size karşı savaşılırsa size mutlaka yardım ederiz" diyerek münafıklık yapanlara bakmaz mısın? Halbuki Allah onların kesinlikle yalancı olduklarına şahitlik eğer kardeşleri Medine'den çıkarılırsa, onlarla beraber çıkmazlar. Kendilerine karşı savaşılırsa, onlara yardım etmezler. Yardım edecek olsalar bile, andolsun mutlaka arkalarını dönüp kaçarlar, sonra kendilerine de yardım kalplerinde size karşı duydukları korku, Allah'a karşı duydukları korkudan daha baskındır. Bu onların anlamaz bir toplum olmaları müstahkem kaleler içinde veya duvarlar arkasında olmadan sizinle toplu halde savaşmazlar. Kendi aralarındaki çekişmeleri şiddetlidir. Sen onları toplu sanırsın. Halbuki kalpleri darmadağınıktır. Bu, onların akılları ermez bir topluluk durumu, kendilerinden az öncekilerin Mekkeli müşriklerin durumu gibidir. Onlar Bedir'de yaptıklarının cezasını tatmışlardır. Onlara Ahirette de elem dolu bir azap durumu ise tıpkı şeytanın durumu gibidir. Çünkü şeytan insana, "İnkar et" der; insan inkar edince de, "Şüphesiz ben senden uzağım. Çünkü ben âlemlerin Rabbi olan Allah'tan korkarım" ikisinin de azdıranın da azanın da akıbeti, ebediyen ateşte kalmaları olmuştur. İşte zalimlerin cezası iman edenler! Allah'a karşı gelmekten sakının ve herkes, yarın için önceden ne göndermiş olduğuna baksın. Allah'a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla unutan ve bu yüzden Allah'ın da kendilerine kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın. İşte onlar fasık kimselerin ta cennetlikler bir olmaz. Cennetlikler kurtuluşa erenlerin ta biz, bu Kur'an'ı bir dağa indirseydik, elbette sen onu Allah korkusundan başını eğerek parça parça olmuş görürdün. İşte misaller! Biz onları insanlara düşünsünler diye kendisinden başka hiçbir ilah olmayan Allah'tır. Gaybı da, görünen âlemi de bilendir. O, Rahmân'dır, Rahîm' kendisinden başka hiçbir ilah bulunmayan Allah'tır. O, mülkün gerçek sahibi, kutsal her türlü eksiklikten uzak, barış ve esenliğin kaynağı, güvenlik veren, gözetip koruyan, mutlak güç sahibi, düzeltip ıslah eden ve dilediğini yaptıran ve büyüklükte eşsiz olan Allah'tır. Allah, onların ortak koştuklarından yaratan, yoktan var eden, şekil veren Allah'tır. Güzel isimler O'nundur. Göklerdeki ve yerdeki her şey O'nu tesbih eder. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet Suresi KonusuÖzellikle sûrenin ilk âyeti ile son üç âyetinde, bütün varlıkların Allah’ı eksikliklerden tenzih ettiği, O’nun birliği, yüceliği, ilminin sınırsızlığı, rahmet ve şefkatinin enginliği, irade ve gücünün mutlaklığı, eşsiz yaratıcı olduğu belirtilerek kalplere tevhid inancının, Allah sevgisi ve saygısının yerleştirilmesi hedeflenmektedir. 2-10. âyetlerde antlaşmalarını bozan bir yahudi kabilesinin başına gelen sürgün felâketi örnek gösterilip bundan ibret alınması istenmekte ve müslümanlara toplum olarak elde edilen imkânların paylaştırılması konusunda yol gösterilip ideal mümin tipiyle ilgili tasvirler yapılmaktadır. 11-17. âyetlerde müslüman göründükleri halde ahitlerini bozan Ehl-i kitap’la gizli ilişkiler kurarak türlü entrikalar çeviren münafıkların ve yandaşlarının bazı zaaflarına değinilerek müslümanlar hem bu tür davranışlardan sakındırılmakta hem de kendilerine moral verilmektedir. Müteakip âyetlerde her insanın yapması gereken nefis muhasebesinin ve ebedî hayat için hazırlıklı olunmasının önemine ve sonuçlarına dikkat çekilmekte; Kur’an’a muhatap olmanın ne büyük şeref olduğunu ama aynı zamanda ne büyük sorumluluk getirdiğini hatırlatan bir örnek verilmektedir İngiliz şarkiyatçısı Richard Bell’in Haşr sûresiyle ilgili bir makalesinde sûredeki âyetlerin tertibiyle ilgili olarak ileri sürdüğü görüşün eleştirisi için bk. Emin Işık, “Haşr Sûresi”, DİA, XVI, 426.Haşr Suresi FaziletiSabah ve akşam üç defa besmeleden önce “Eûzü billâhi’ssemîi’l-alîmi mine’ş-şeytâni’r-racîm” dedikten sonra Haşr sûresinin son üç âyetini okuyanlar için büyük müjdeler içeren hadisin sıhhat derecesiyle ilgili eleştiriler bulunmakla beraber özellikle sabah namazlarından sonra bu üç âyetin okunması gelenek haline gelmiştir bk. Tirmizî, “Sevâbü’l-Kur’ân”, 22; Müsned, V, 26; Dârimî, “Fezâilü’l-Kur’ân”, 22; Emin Işık, “ XVI, 426.Haşr Suresi TefsiriTesbih terimi kısaca, bir yandan “şuurlu varlıkların iradî olarak Allah Teâlâ’nın her türlü noksanlıktan uzak olduğunu söz ve davranışlarla ortaya koymaları” diğer yandan da “evrendeki bütün varlıkların ilâhî yasalara zorunlu olarak boyun eğip O’nun hükümranlığını itiraf etmeleri” anlamına gelir ayrıca bk. İsrâ 17/44. Ayetel Kürsi duasını okumak için Ayetel Kürsi linkine tıklayabilirsiniz. Kuran-ı Kerim 59. Suresi olan Haşr Suresi, Medine döneminde nâzil olmuştur. 24 âyettir. Haşr Suresi Arapça-Türkçe Latin harf okunuşu, Diyanet Meali ve FaziletiHaşr ne demek, anlamı nedir? Haşr Suresi, Kuran’da kaçıncı sure ve kaç ayettir? Haşr suresi ne zaman ve nerede okunur? Haşr suresini okumanın faydaları ve fazileti nedir? Akşam namazından sonra Haşr Suresi okunur mu? Haşr suresi hakkında hadislerHaşr SuresiHaşr, “sevkiyât için bir yere toplamak” demektir. 2-17. âyetlerdeki yahudi kabilelerinden Nadroğulları’nın sürülmeleri hadisesinden hareketle, sûreye bu ad Suresi 24 Ayetten oluşmaktadır. Kuran-ı Kerim’in elli dokuzuncu 59. suresidir. Haşr Suresi 28. Cüzde yer alır. Haşr kelime anlamı olarak yeniden dirilme, toplanma, haşredilme anlamına gelir. Medine’de nazil olmuştur. 1913 harften oluşmaktadır. Kuran-ı Kerim’de iniş sırasına göre 101. Suredir. * * *Abdulbasit Abdussamed Huvallahüllezi DinleHaşr Suresinin Fazileti ve SırlarıSevgili Peygamberimiz bu ayet-i celileler hakkında buyurmuşlardır ki “Her kim sabahladığında üç defa “Eûzü billâhis semiy’ıl aliymi mineş şeytânir raciym.” der de Sure-i Haşr’in son üç ayetini okursa, yetmiş bin melek akşama kadar Cenab-ı Ecelli ve Alâ’dan o kimsenin affını isterler. Akşam olmadan ölürse, şehit olarak ölür. Akşam okursa fazilet ve ecri yine hadis-i şerifte şu fark vardır “Melekler onu akşama kadar muhafaza o gün içinde ölürse, şehit olarak ölür. Akşam okursa yine aynı mükafat verilir.” Başka bir rivayette “Cenab-ı Ecelli ve Alâ o kimsenin cennete girmesini vacip kılar.” “Cenab-ı Ecelli Alâ, Sure-i Haşr’in sonunu okuyan kimsenin geçmiş ve gelecek günahlarını affeder.”Ebu Hüreyre anlatıyor “Sevgilim Resulü Ekrem’e İsm-i Azam’ı sordum. Şöyle buyurdu. “Sure-i Haşr’in sonuna devam et, onu çokça oku.” Ben yine sordum. Bana aynı tavsiyeyi yaptı, yine sordum. Aynı tavsiyeyi hadis-i şerifte şöyle buyuruluyor “Sure-i Haşr’in son ayetlerini okuyan için cennet, cehennem, Arş-ı A’lâ, kürsî, hicaplar, semalar, yedi kat yerler, zehirli hayvanlar, kuşlar, ağaçlar, güneş, ay, melekler ve diğer mahlukat istiğfar eder; Cenab-ı Ecelli Ala’dan affolunması için niyaz ederler; o günün gündüzünde veya gecesinde ölürse, şehit olarak ölür.”Haşr Suresi’nin tamamı veya sadece son üç, dört ve altı ayeti ile ilgili hadis-i şerifler bulunmaktadır“Kim sabah kalkarken üç defa Eûzü billâhi’s-Semî’ıl-Alîmi mine’ş-Şeytânirracîm = Allah’ın rahmetinden kovulmuş olan şeytandan, işiten ve bilen Allah’a sığınırım’ der ve Haşir Sûresi’nin sonundan üç âyet okursa, Allah o kimseye akşama kadar duâ ve istiğfar etmek üzere yetmiş bin melek vazifelendirir. O günde ölürse şehid olarak ölür. Kim geceye girerken okursa o da aynı dereceye ulaşır.” Tirmizî, Fedâilü`l-Kur`ân 22, Mevakıt 65; Müsned, 5/26Rivayetlerin çoğunda son üç ayetten bahsedilmekle beraber, surenin son dört ayeti kasdedilerek “Lev enzelnâ`dan aşağısı” diyen rivayetler olduğu gibi, sadece “Haşr Sûresi’nin sonu” şeklinde ayet sayısı bildirilmeyen rivayetler de vardır. bk. Kurtubî, ilgili ayetlerin tefsiriDiğer taraftan, “Ism-i A`zam, Haşr Sûresinin son altı ayetindedir.” rivayeti de vardır. Suyuti, ed-Dürrü l-Mensûr, 8/121; Alûsî, ilgili ayetlerin tefsiri59. Sure Haşr Suresi TamamıHaşr Suresi Arapça-Türkçe Okunuşu ve Diyanet MealiBismillâhirrahmânirrahîmHaşr Suresi 1. Ayet Sebbeha lillâhi mâ fîs semâvâti ve mâ fîl ardardı, ve huvel azîzul hakîmhakîmu.Meali Göklerdeki ve yerdeki her şey Allah’ı tespih etmektedir. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet Suresi 2. Ayet Huvellezî ahrecellezîne keferû min ehlil kitâbi min diyârihim li evvelil haşrhaşri, mâ zanentum en yahrucû ve zannû ennehum mâniatuhum husûnuhum minallâhi fe etâhumullâhu min haysu lem yahtesibû ve kazefe fî kulûbihimur ru’be yuhribûne buyûtehum bi eydîhim ve eydîl mû’minîne fa’tabirû yâ ulîl ebsârebsâri.Meali O, kitap ehlinden inkâr edenleri ilk toplu sürgünde yurtlarından çıkarandır. Siz onların çıkacaklarını sanmamıştınız. Onlar da kalelerinin, kendilerini Allah’tan koruyacağını sanmışlardı. Ama Allah’ın emri onlara ummadıkları yerden geldi. O, yüreklerine korku düşürdü. Öyle ki, evlerini hem kendi elleriyle, hem de mü’minlerin elleriyle yıkıyorlardı. Ey basiret sahipleri, ibret Suresi 3. Ayet Ve lev lâ en keteballâhu aleyhimul celâe le azzebehum fîd dunyâ, ve lehum fîl âhıreti azâbun nârnâri.Meali Eğer Allah, onlar hakkında sürülmeye hükmetmemiş olsaydı, muhakkak kendilerine dünyada azap edecekti. Ahirette ise, onlar için cehennem azabı Suresi 4. Ayet Zâlike bi ennehum şâ akkûllâhe ve resûlehresûlehu, ve men yuşâ akkıllâhe fe innallâhe şedîdul ikâbikâbi.Meali Bu, onların Allah’a ve Resûlüne karşı gelmeleri sebebiyledir. Kim Allah’a karşı gelirse bilsin ki, Allah’ın azabı Suresi 5. Ayet Mâ kata’tum min lînetin ev terektumûhâ kâimeten alâ usûlihâ fe bi iznillâhi ve li yuhziyel fâsikînfâsikîne.Meali Savaş gereği, hurma ağaçlarından her neyi kestiniz, yahut kesmeyip kökleri üzerinde dikili bıraktınızsa hep Allah’ın izniyledir. Bu da fasıkları rezil etmesi Suresi 6. Ayet Ve mâ efâ allâhu alâ resûlihî minhum fe mâ evceftum aleyhi min haylin ve lâ rikâbin ve lâkinnallâhe yusallitu rusulehu alâ men yeşâu, vallâhu alâ kulli şey’in kadîrkadîrun.Meali Onların mallarından Allah’ın, savaşılmaksızın peygamberine kazandırdığı mallar için siz, at ya da deve koşturmuş değilsiniz. Fakat Allah, peygamberlerini, dilediği kimselerin üzerine salıp onlara üstün kılar. Allah’ın her şeye hakkıyla gücü Suresi 7. Ayet Mâ efâ allâhu alâ resûlihî min ehlil kurâ fe lillâhi ve lir resûli ve lizîl kurbâ vel yetâmâ vel mesâkîni vebnis sebîli key lâ yekûne dûleten beynel agniyâi minkum, ve mâ âtâkumur resûlu fe huzûhu ve mâ nehâkum anhu fentehû, vettekûllâhvettekûllâhe, innallâhe şedîdul ikâbikâbi.Meali Allah’ın, fethedilen memleketlerin ahalisinden savaşılmaksızın peygamberine kazandırdığı mallar; Allah’a, peygambere, onun yakınlarına, yetimlere, yoksullara ve yolda kalmışlara aittir. O mallar, içinizden yalnız zenginler arasında dolaşan bir servet ve güç hâline gelmesin diye Allah böyle hükmetmiştir. Peygamber size ne verdiyse onu alın, neyi de size yasak ettiyse ondan vazgeçin. Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz, Allah’ın azabı Suresi 8. Ayet Lil fukarâil muhâcirînellezîne uhricû min diyârihim ve emvâlihim yebtegûne fadlen minallâhi ve rıdvânen ve yensurûnallâhe ve resûlehresûlehu, ulâike humus sâdikûnsâdikûne.Meali Bu mallar özellikle, Allah’tan bir lütuf ve hoşnudluk ararken ve Allah’ın dinine ve peygamberine yardım ederken yurtlarından ve mallarından uzaklaştırılan fakir muhacirlerindir. İşte onlar doğru kimselerin ta Suresi 9. Ayet Vellezîne tebevveûd dâre vel îmâne min kablihim yuhıbbûne men hâcere ileyhim ve lâ yecidûne fî sudûrihim hâceten mimmâ ûtû ve yû’sirûne alâ enfusihim ve lev kâne bihim hasâsahhasâsatun, ve men yûka şuhha nefsihî fe ulâike humul muflihûnmuflihûne.Meali Onlardan muhacirlerden önce o yurda Medine’ye yerleşmiş ve imanı da gönüllerine yerleştirmiş olanlar, hicret edenleri severler. Onlara verilenlerden dolayı içlerinde bir rahatsızlık duymazlar. Kendileri son derece ihtiyaç içinde bulunsalar bile onları kendilerine tercih ederler. Kim nefsinin cimriliğinden, hırsından korunursa, işte onlar kurtuluşa erenlerin ta Suresi 10. Ayet Vellezîne câû min ba’dihim yekûlûne rabbenâgfir lenâ ve li ihvâninellezîne sebekûnâ bil îmâni ve lâ tec’al fî kulûbinâ gıllen lillezîne âmenû rabbenâ inneke raûfun rahîmrahîmun.Meali Onlardan sonra gelenler ise şöyle derler “Ey Rabbimiz! Bizi ve bizden önce iman etmiş olan kardeşlerimizi bağışla. Kalplerimizde, iman edenlere karşı hiçbir kin tutturma! Ey Rabbimiz! Şüphesiz sen çok esirgeyicisin, çok merhametlisin.”Haşr Suresi 11. Ayet E lem tere ilellezîne nâfekû yekûlûne li ihvânihimullezîe keferû min ehlil kitâbi le in uhrictum le nahrucenne me’akum ve lâ nutîu fî kum ehaden ebeden ve in kûtiltum le nensurennekum, vallâhu yeşhedu innehum le kâzibûnkâzibûne.Meali Kitap ehlinden o inkâr eden kardeşlerine, “Yemin ederiz ki, siz Medine’den çıkarılırsanız, muhakkak biz de sizinle beraber çıkarız. Sizin hakkınızda asla kimseye boyun eğmeyiz. Eğer size karşı savaşılırsa, size mutlaka yardım ederiz” diyerek münafıklık yapanlara bakmaz mısın? Hâlbuki Allah onların kesinlikle yalancı olduklarına şahitlik Suresi 12. Ayet Le in uhricû lâ yahrucûne me’ahum ve le in kûtılû lâ yensurûnehum ve le in nesarûhum le yuvellunnel edbâredbâre, summe lâ yunsarûnyunsarûne.Meali Andolsun, eğer kardeşleri Medine’den çıkarılırsa, onlarla beraber çıkmazlar. Kendilerine karşı savaşılırsa, onlara yardım etmezler. Yardım edecek olsalar bile andolsun mutlaka arkalarını dönüp kaçarlar, sonra kendilerine de yardım Suresi 13. Ayet Le entum eşeddu rehbeten fî sudûrihim minallâhi, zâlike bi ennehum kavmun lâ yefkahûnyefkahûne.Meali Onların kalplerinde size karşı duydukları korku, Allah’a karşı duydukları korkudan daha baskındır. Bu, onların anlamaz bir toplum olmaları Suresi 14. Ayet Lâ yukâtilûnekum cemîan illâ fî kuren muhassanetin ev min verâi cudurcudurin, be’suhum beynehum şedîdşedîdun, tahsebuhum cemîan ve kulûbuhum şettâ, zâlike bi ennehum kavmun lâ ya’kılûnya’kılûne.Meali Onlar müstahkem kaleler içinde veya duvarlar arkasında olmadan sizinle toplu hâlde savaşmazlar. Kendi aralarındaki çekişmeleri şiddetlidir. Sen onları toplu sanırsın. Hâlbuki kalpleri darmadağınıktır. Bu, onların akılları ermez bir topluluk Suresi 15. Ayet Kemeselillezîne min kablihim karîben zâkû ve bâle emrihim ve lehum azâbun elîmelîmun.Meali Onların durumu, kendilerinden az öncekilerin Mekkeli müşriklerin durumu gibidir. Onlar Bedir’de yaptıklarının cezasını tatmışlardır. Onlara Ahirette de elem dolu bir azap Suresi 16. Ayet Ke meseliş şeytâni iz kâle lil insânikfur, fe lemmâ kefere kâle innî berîun minke innî ehâfullâhe rabbel âlemînâlemîne.Meali Münafıkların durumu ise tıpkı şeytanın durumu gibidir. Çünkü şeytan insana, “İnkâr et” der; insan inkâr edince de, “Şüphesiz ben senden uzağım. Çünkü ben âlemlerin Rabbi olan Allah’tan korkarım” Suresi 17. Ayet Fe kâne âkıbetehumâ ennehumâ fîn nâri hâlideyni fîhâ, ve zâlike cezâûz zâlimînzâlimîne.Meali Nihayet ikisinin de azdıranın da azanın da akıbeti, ebediyen ateşte kalmaları olmuştur. İşte zalimlerin cezası Suresi 18. Ayet Yâ eyyuhellezîne âmenûttekullâhe vel tenzur nefsun mâ kad demet ligadligadin, vettekûllahvettekûllahe, innallâhe habîrun bi mâ ta’melûnta’melûne.Meali Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve herkes, yarın için önceden ne göndermiş olduğuna baksın. Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla Suresi 19. Ayet Ve lâ tekûnû kellezîne nesûllâhe fe ensâhum enfusehum, ulâike humul fâsikûnfâsikûne.Meali Allah’ı unutan ve bu yüzden Allah’ın da kendilerine kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın. İşte onlar fasık kimselerin ta Suresi 20. Ayet Lâ yestevî ashâbun nâri ve ashâbul cennehcenneti, ashâbul cenneti humul fâizûnfâizûne.Meali Cehennemliklerle cennetlikler bir olmaz. Cennetlikler kurtuluşa erenlerin ta Suresi 21. Ayet Lev enzelnâ hâzel kur’âne alâ cebelin le reeytehu hâşian mutesaddian min haşyetillâhhaşyetillâhi, ve tilkel emsâlu nadribuhâ lin nâsi leallehum yetefekkerûnyetefekkerûne.Meali Eğer biz, bu Kur’an’ı bir dağa indirseydik, elbette sen onu Allah korkusundan başını eğerek parça parça olmuş görürdün. İşte misaller! Biz onları insanlara düşünsünler diye Suresi 22. Ayet Huvallâhullezî lâ ilâhe illâ huve, âlimul gaybi veş şehâdehşehâdeti, huver rahmânur rahîmrahîmu.Meali O, kendisinden başka hiçbir ilâh olmayan Allah’tır. Gaybı da, görünen âlemi de bilendir. O, Rahmân’dır, Rahîm’ Suresi 23. Ayet Huvallâhullezî lâ ilâhe illâ huve, elmelikul kuddûsus selâmul mû’minul muheyminul azîzul cebbârul mutekebbirmutekebbiru, subhânallâhi ammâ yuşrikûnyuşrikûne.Meali O, kendisinden başka hiçbir ilâh bulunmayan Allah’tır. O, mülkün gerçek sahibi, kutsal her türlü eksiklikten uzak, barış ve esenliğin kaynağı, güvenlik veren, gözetip koruyan, mutlak güç sahibi, düzeltip ıslah eden ve dilediğini yaptıran ve büyüklükte eşsiz olan Allah’tır. Allah, onların ortak koştuklarından Suresi Huvallâhul hâlikul bâriûl musavviru lehul esmâul husnâ, yusebbihu lehu mâ fîs semâvâti vel ardardı ve huvel azîzul hakîmhakîmu.Meali O, yaratan, yoktan var eden, şekil veren Allah’tır. Güzel isimler O’nundur. Göklerdeki ve yerdeki her şey O’nu tesbih eder. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet Diğer KonularHaşr Suresi Son 3 Ayeti Okunuşu ve AnlamıHaşr Suresi Son 5 Ayeti Okunuşu ve AnlamıKuran-ı Kerim Hakkında BilgiKur’ân-ı Kerim Nüzul İniş Sırasına göre SurelerFatiha SuresiBakara SuresiBakara Suresi FaziletleriYasin suresi Haşr Sûresi 1-4. Ayet Tefsiri Hakkında Konusu Nuzül Fazileti Haşr Sûresi Hakkında Haşr sûresi Medine’de inmiştir. 24 âyettir. İsmini, ikinci âyette geçip “sevkiyat için bir yere toplama” mânasına gelen اَلْحَشْرُ haşr kelimesinden alır. “Benî Nadr Sûresi” ismi de vardır. Çünkü sûrede onların sürgün edilmelerinden bahsedilmektedir. اَلْمُسَبِّحَاتُ Müsebbihât diye bilinen sûrelerin ikincisidir. Mushaftaki sıralamada 59, iniş sırasına göre 95. suredir. Haşr Sûresi Konusu Medinedeki yahudi kabilelerinden biri olan Benî Nadr kabilesinin sürgün edilmelerinden, bu vesileyle ganimetlerin taksiminden bahsedilir. Muhâcir ve ensar arasında gerçekleşen İslâm kardeşliğinin ne nispette bir dostluk, fedakârlık ve isâr anlayışıyla yaşandığının misalleri verilir. Bunlar, daha sonra teşekkül edecek İslâm kardeşliklerine örnek gösterilir. Münafıklar ile yahudiler arasında planlanan İslâm aleytarlığının içyüzü deşifre edilir. Onların, müslümanlar karşısında ruhlarını saran korku dile getirilir. İnsanlar, “yarın” kelimesiyle ifade edilecek kadar çok yakında vuku bulacak âhiret gününe hazırlık yapmaya, cehennemden kurtulup cennet ehli olmaya çağrılırken, inanıp emirlerini tutmaları gereken Allah Teâlâ’nın bir kısım güzel isimlerine dikkat çekilir. Haşr Sûresi Nuzül Sebebi Mushaftaki sıralamada elli dokuzuncu, iniş sırasına göre yüz birinci sûredir. Beyyine sûresinden sonra, Nûr sûresinden önce Medine’de nâzil olmuştur. Derveze, sûrenin iniş sırası hakkında şöyle bir tesbit yapmaktadır Tefsir ve siyer müelliflerinin bu sûrede sözü edilen yahudi kabilesinin Benî Nadîr olduğu ve bu topluluğun 1-4. âyetlerde değinilen Medine’den çıkarılması olayının Uhud Savaşı’ndan beş ay kadar sonra meydana geldiği hususunda görüş birliği içinde oldukları dikkate alınırsa, bunu Uhud Savaşı’ndan söz eden Âl-i İmrân sûresinden sonraki sıraya yerleştirmek uygun olur. Sûrelerin iniş sırasına dair rivayetlerde, Hudeybiye Antlaşması’yla ilgili bazı olaylara işaret eden Mümtehine sûresi ile bu sûrenin adının karıştırılmış olması muhtemeldir, dolayısıyla belirtilen sıralamada bu iki sûrenin yer değiştirmesi gerekir VIII, 207-208. Haşr Sûresi Fazileti Sabah ve akşam üç defa besmeleden önce “Eûzü billâhi’ssemîi’l-alîmi mine’ş-şeytâni’r-racîm” dedikten sonra Haşr sûresinin son üç âyetini okuyanlar için büyük müjdeler içeren hadisin sıhhat derecesiyle ilgili eleştiriler bulunmakla beraber özellikle sabah namazlarından sonra bu üç âyetin okunması gelenek haline gelmiştir bk. Tirmizî, “Sevâbü’l-Kur’ân”, 22; Müsned, V, 26; Dârimî, “Fezâilü’l-Kur’ân”, 22; Emin Işık, “ XVI, 426. سَبَّحَ لِلّٰهِ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَمَا فِي الْاَرْضِۚ وَهُوَ الْعَز۪يزُ الْحَك۪يمُ ﴿١﴾ هُوَ الَّذ۪ٓي اَخْرَجَ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا مِنْ اَهْلِ الْكِتَابِ مِنْ دِيَارِهِمْ لِاَوَّلِ الْحَشْرِۜ مَا ظَنَنْتُمْ اَنْ يَخْرُجُوا وَظَنُّٓوا اَنَّهُمْ مَانِعَتُهُمْ حُصُونُهُمْ مِنَ اللّٰهِ فَاَتٰيهُمُ اللّٰهُ مِنْ حَيْثُ لَمْ يَحْتَسِبُوا وَقَذَفَ ف۪ي قُلُوبِهِمُ الرُّعْبَ يُخْرِبُونَ بُيُوتَهُمْ بِاَيْد۪يهِمْ وَاَيْدِي الْمُؤْمِن۪ينَ فَاعْتَبِرُوا يَٓا اُو۬لِي الْاَبْصَارِ ﴿٢﴾ وَلَوْلَٓا اَنْ كَتَبَ اللّٰهُ عَلَيْهِمُ الْجَلَٓاءَ لَعَذَّبَهُمْ فِي الدُّنْيَاۜ وَلَهُمْ فِي الْاٰخِرَةِ عَذَابُ النَّارِ ﴿٣﴾ ذٰلِكَ بِاَنَّهُمْ شَٓاقُّوا اللّٰهَ وَرَسُولَهُۚ وَمَنْ يُشَٓاقِّ اللّٰهَ فَاِنَّ اللّٰهَ شَد۪يدُ الْعِقَابِ ﴿٤﴾ Karşılaştır 1 Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi Allah’ı tesbih etmektedir. O, kudreti dâimâ üstün gelen, her hükmü ve işi hikmetli ve sağlam olandır. Karşılaştır 2 Ehl-i kitaptan inkâr edenleri, ilk sürgünde yurtlarından çıkaran O’dur. Halbuki siz onların çıkacaklarına ihtimal vermemiştiniz; onlar da, kalelerinin kendilerini Allah’a karşı koruyacağını sanmışlardı. Fakat Allah’ın azabı onlara hiç hesâba katmadıkları yerden geliverdi ve yüreklerine o müthiş korkuyu düşürdü. Öyle ki evlerini hem kendi elleriyle hem de mü’minlerin elleriyle yıkıyorlardı. Ey akıl sahipleri! Düşünün de bundan ibret alın! Karşılaştır 3 Allah onlara sürgünü yazmamış olsaydı, mutlaka dünyada ken­di­lerini başka şekilde cezalandıracaktı. Âhirette ise onlara cehennem azabı vardır. Karşılaştır 4 Bu sürgün onların, ilâhî emirleri dinlemeyip Allah’a ve Rasû­lü’ne karşı çıkmalarından ötürüdür. Kim Allah’a karşı çıkarsa, bilsin ki Allah’ın cezası çok şiddetlidir. TEFSİR Resûlullah Medine’ye hicret ettiği zaman, yahudilerden Nadîr oğullarıyla tarafsız kalmaları hükmünü taşıyan bir anlaşma yapmıştı. Bedir savaşında müslümanlar galip gelince, yahudiler “Bu, Tevrat’ta kendisine zafer vadedilen peygamberdir” dediler. Fakat Uhud savaşından sonra tamamen değiştiler ve anlaşmayı bozdular. Bu arada liderleri Kab b. Eşref, kırk süvari ile Mekke’ye gidip müslümanların aleyhine Ebu Süfyan ile ittifak yaptı. Bunun üzerine Resûlullah Kab’ın süt kardeşi Muhammed b. Mesleme’ye emir vererek bir gece onu evinde öldürttü. Bundan sonra Allah Resûlü bir bölük askerle Nadîr oğullarının köylerini 21 gün süreyle kuşatma altına aldı. Yurtlarını bırakıp gitmelerini emretti. Peygamberimiz ile anlaşma yapmaları üzerine kuşatma kaldırıldı. Yurtlarından çıkmadan önce sağlam kalan evlerini, müslümanlara bırakmamak için kendi elleriyle yıktılar. Bir çoğu Şam’a, Eriha’ya, Ezreât’a, Hire’ye, bir kaç hâne de Hayber’e gittiler. bk. İbn Hişâm, es-Sîre, III, 191-194; Vâkıdî, el-Meğâzî, I, 363-380 İşte bu âyet-i kerîmeler, onların maruz kaldığı bu sürgün olayının en çarpıcı yönlerine dikkat çekmektedir. Gelen âyet bu olayın, hurmaların kesildiği tarafına ışık tutmaktadır Kaynak Ömer Çelik Tefsiri KÜNYE HAKKIMIZDA HARİTA YASAL ARA İLETİŞİM ANASAYFA KUR’ÂNIMIZ Haşr Suresi 10. Ayet Meali ve Tefsiri Haşr suresi 10. ayetinde ne anlatılmaktadır? Haşr suresi 10. ayetin meali ve Hak şöyle buyuruyor “Onların arkasından gelenler şöyle dua ederler Rabbimiz! Bizi ve bizden önce gelip geçmiş mü’min kardeşlerimizi bağışla.” Haşr sûresi, 10 HAŞR SURESİ 10. AYET TEFSİRİ İslâm uğrunda büyük fedakârlıklara katlanmış olan muhâcirler ile, onları barındırmak için bütün imkânlarını seferber eden Medineli Müslümanların yani ensâr-ı kirâmın üstün vasıflarını anlatan âyetlerden sonra gelen bu âyet, Müslümanların daha önce yaşamış kardeşlerine yönelik duygu ve düşüncelerini ortaya koyuyor. Sadece duygularını değil, aynı zamanda onların yaptığı duayı da bize öğretiyor. Böylece ümmet-i Muhammed’in her neslinin, önce ashâb–ı kirâm için sonra da kendisinden önce gelmiş geçmiş diğerleri için yapması gereken iş ortaya çıkmış oluyor. Âyetin tam meâli şöyledir “Onların arkasından gelenler şöyle dua ederler Rabbimiz! Bizi ve bizden önce gelip geçmiş mü’min kardeşlerimizi bağışla; kalblerimizde, iman edenlere karşı hiçbir kin bırakma! Rabbimiz! Şüphesiz ki sen çok şefkatli, çok merhametlisin.” Geçmiş nesilleri hayırla anmak ve özellikle ashâb-ı kirâma dil uzatmamak, onlara dua etmek Müslümanların en belirgin vasıflarındandır. Bunun dışında yapılacak bir hareket, ümmet yapısının bozulduğunun işaretidir. Bizden önce âhirete intikal eden herkes için yapılacak şey; dua edip onların bağışlanmasını dilemek, onlara karşı kin ve nefret duymamaktır. Kaynak Riyazüs Salihin, Erkam Yayınları İslam ve İhsan PAYLAŞ İslam ve İhsan İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de “Allâh katında dîn İslâm’dır …” Âl-i İmrân, 19 buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan böyle bir dîn aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” Âl-i İmrân, 85 ... Peygamber Efendimiz Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret hac etmendir” buyurdular. “İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular. İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16 Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir. Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” Muvatta’, Kader, 3. Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır. Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir. Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/307 Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” er-Rad, 28 Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir. İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal ilm-i hâl sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır. İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz. Erkam Medya © islam&ihsan 2013 - 2022 altında yayınlanan yazıların tüm hakları mahfuzdur. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi yazıların tamamı izinsiz kullanılamaz.

haşr suresi 10 ayet tefsiri